Geocaching, teknoloji temelli olmasına rağmen dünyanın dört bir yanında açık havada ve tüm yaş grupları tarafından oynanan, hem fiziksel hem de zihinsel aktiviteyi bünyesinde barındıran bir oyun. Peki, Geocaching’in çıkış noktası nedir ve pandemi sürecinde ve sonrasında oynanmasının ne gibi faydaları olabilir?

Dünya, 1 Eylül 1983 tarihinde New York’tan Alaska aktarmalı olarak Seul’a gitmekte olan Korean Airlines uçağının Sovyetler Birliği tarafından düşürüldüğü haberini aldı. Sovyetler Birliği, olayı önce inkâr etse de daha sonra bu yolcu uçağının bir ABD casus uçağı sanılmasından dolayı vurulduğu açıklamasını yaptı. İncelemeler, Sovyet hava sahasına girmeyecek şekilde yapılan uçuş planına rağmen, 007 kodlu uçuşun rotasında oluşan sapma nedeniyle uçağın Sovyet hava sahasına giriş yaptığını gösteriyordu.

269 kişinin hayatını kaybettiği bu talihsiz olayın etkisiyle, eski ABD Başkanı Ronald Reagan, o güne kadar sadece ABD ordusu tarafından kullanılan ve veri akışı görece az sayıda ABD uydusu tarafından sağlanan GPS’in (Global Positioning System – Küresel Konumlama Sistemi) umumi kullanıma açılacağını duyurdu. 1995 yılına kadar milyarlarca dolar harcanarak geliştirilen yeni sistem için pek çok uydu yörüngeye yerleştirildi ve sistem önce şirketlerin kullanımına açıldı.

Fakat sistem, Selective Availability (Seçici Uygunluk/Kullanılabilirlik) isimli, GPS sinyallerinin bilinçli olarak hata payları içermesini sağlayacak bir özelliğe sahipti. Sinyaller, hata paylarının çözümü için şifrelenmiş kodları da içermekteydi; fakat sistem, bu şifrelerin sadece ABD ordusunun yetkilendirilmiş cihazları tarafından çözülebileceği şekilde tasarlanmıştı. Sonuç olarak, ABD ordusu bu sistemden oldukça hassas ve net sonuçlar elde ederken, şirketlerin ve daha sonra insanların kullanmaya başladığı cihazların gösterdiği konumlar 100 metreye kadar sapmalar içeriyorlardı.

[1] Navigasyon sistemleri başta olmak üzere sayısız yeniliğin dijital teknoloji kullanıcılarına ulaşmasının önü, Bill Clinton dönemiyle açılmaya başladı.

1 Mayıs 2000 tarihinde, eski ABD Başkanı Bill Clinton, GPS’in Selective Availability (SA) özelliğinin kullanımının durdurulacağını, dolayısıyla umumi kullanımı sağlanacak olan verilerin de olabildiğince net olacağını duyurdu. Bu uygulama ve takip eden gelişmeler, navigasyon sistemleri başta olmak üzere sayısız yeniliğin dijital teknoloji kullanıcılarına ulaşmasının önünü açtı.

Geocaching’in doğuşu

Clinton’un açıklamasından iki gün sonra, Dave Ulmer adlı bir USENET kullanıcısı, SA’nın kapatılmasıyla daha net GPS verisi elde edilebileceğinden dolayı küresel bir saklama oyununun oynanabileceğini, bu oyunu başlatmak için içine bir kayıt defteri, bir kurşun kalem, birkaç ufak eşya koyduğu bir kabı kısmen gömeceğini ve koordinatlarını internette paylaşacağını duyurdu.

Kabı bulanlardan kovadaki eşyalardan birini alıp yerine başka bir eşya koyduktan sonra kayıt defterine tarihi, saati, neyi aldıklarını ve yerine ne bıraktıklarını yazmalarını istedi. Başkalarını da eşyalar saklayıp koordinatlarını internette paylaşmaları için cesaretlendirirken, bu oyunun ilk kuralını da belirlemiş oluyordu: “Bir şey al, bir şey bırak”. Dahası, kutulardaki eşyaların kalitesi arttıkça daha fazla kutunun saklanacağını, böylece oyunun sınırlarının genişleyeceğini de iddia ediyordu.

Ulmer’in Beavercreek, Oregon’a gömdüğü kovanın koordinatlarını paylaşmasının ardından bir gün içerisinde iki kişi tarafından bulunmasıyla bir anda gömü noktalarının ve dolayısıyla paylaşılan koordinatların sayısı da arttı. Oyun, her ne kadar bir web sitesi ve çeşitli e-posta gruplarında farklı isimlerle anılsa da 30 Mayıs tarihinde “dünya” ve “saklama” anlamlarını bünyesinde barındıran “geocaching” adını aldı.

Geocache türleri

Saklanan kaplara geocache ya da cache adı verilen oyun, saklanan kaplar açısından zamanla çeşitlendi. İçinde sadece kayıt defteri bulunan mikro cachelerden Ulmer’in söylediği gibi eşya değiş-tokuşuna imkân veren çeşitli boyutlardaki kutulara, aşamalı ve hatta her aşamada çeşitli bilmecelerle sonuca ulaştıran cachelere, lokasyon ulaşımının temel amaç olduğu sanal cachelerden sadece gece UV ışık altında ya da AR ekipmanları ile görüntülenebilen cachelere kadar pek çok tür ortaya çıktı.

Saklanan eşyalar da hem tür hem de amaç bakımından çeşitlilik göstermeye başladılar. Örneğin, Travel Bug adı verilen ve özel bir kod sayesinde nerelere seyahat ettiği takip edilebilen eklentiler, iliştirildikleri cachelerin dünyanın başka bir noktasına seyahat etmesi için kullanılır oldular. Travel Bug içeren cacheler, saklayan ve hedeflenen kişiler arasında bağlantı kuran, bazı şifrelerin çözümünde kullanılan, bazı durumlarda ödül ile karşılanan, hatta bazen, bir kişinin ulaşamayacağı yerlere fahri olarak ulaşmasını sağlayan cacheler olarak adlandırılabilirler. Örneğin, Chase İlköğretim Okulu’nun 5. sınıf öğrencileri tarafından Uluslararası Uzay İstasyonu’na (International Space Station – ISS) gidip geri gelmesi amacıyla oluşturulan bir Travel Bug, astronot Rick Mastracchio sayesinde ISS’e ulaşıp geri dönerken, çocukların uzay ile ilgili sorularının yanıtlanması için bir fırsat sağlanmış, aynı zamanda çocukların uzay konusunda heveslenmeleri için birer hatıra eşyaya sahip olmaları amaçlanmış.

Geocaching, bir oyun olarak algılanmasının yanı sıra bir hobi, 7’den 77’ye herkesin dahil olabileceği eğlenceli bir define avı, hatta bir spor olarak da nitelendirilmekte. Dolayısıyla bazı devlet kurumları ve yerel yönetimler, Geocaching üzerine tavsiyeler ve uyarılar yayınlayarak oyunun akışına katkı sağlamakta, hatta etkinlikler düzenleyerek oyuncu sayısını artırmayı amaçlamaktalar. Örneğin, Bournemouth Belediye Meclisi cachelerin tehlikeli yerlere, özel mülklere ve mezarlıklar, anıtlar gibi yerlere yerleştirilmemeleri, illegal ya da yiyecek ve içecek gibi bozulabilecek içeriklere sahip olmamaları konusunda uyarılarda bulunurken; 2007’de Philadelphia’da 25 geocache’den oluşan bir parkur oluşturulmuş, tüm cachelerden pul toplayan oyuncular Tutankhamun sergisi bileti ile ödüllendirilmişler.

Katılımcılar açısından Geocaching’in faydaları

Sıklıkla, amacı fiziksel lokasyonlarda sanal Pokemonlar yakalamak ve ardından yakalanan Pokemonları sanal ortamda savaştırmak olan Pokemon Go ve dünyanın dört bir yanına yerleştirilmiş olan QR kodları akıllı telefonlar ile tarayarak puan toplama amaçlı Munzee gibi lokasyon tabanlı bir oyun mu, yoksa yön bulma ve yürüyüş içermesinden dolayı Orienteering benzeri bir spor mu olduğu tartışılan Geocaching’in nasıl adlandırıldığı pek de önemli değil. Geocaching, deneyimin ve bu deneyim sırasındaki ruh hali ile öğrenimin nihai sonuçtan daha önemli olduğunu savunan, çevreci, belirli bir gün, saat ve mekâna sıkışmadan katılınabilinen, önbilgi gerektirmeyen ve rekabete (ve hatta maddi kayba) yol açmayan bir organizasyon.

[2] Geocache denilen saklı objeler farklı boyutlarda olabiliyorlar.

Dolayısıyla, 20 yıldır 191 ülkede oynanan, 3 milyondan fazla saklanan cacheye ve 7 milyondan fazla aktif katılımcıya sahip bu oyun üzerinden çeşitli araştırmaların yapılması ve üzerinden çeşitli hipotezlerin üretilmesi kaçınılmaz hale geliyor.

Örneğin, bu yılın Haziran ayında Fornasini ve arkadaşları tarafından yayınlanan bir makale, Geocaching’in açık havada fiziksel ve zihinsel aktivite temelli olmasının yanı sıra sosyal izolasyonu da kıran yapısıyla ve teknoloji temeliyle aktif yaşlanmaya katkı sağladığını vurguluyor.

Pandemi sürecinde Geocaching

Çin’in Wuhan şehrinden çıktıktan sonra tüm dünyayı kasıp kavuran koronavirüs salgınını durdurmak isteyen devletler, önce, sosyal izolasyonu önceleyerek önce sokağa çıkma yasakları uygulamış; bir süre sonra da bu yasakların sınırlarını kademeli olarak esneterek, bireylerin sosyal mesafe kurallarına uyarak hayata dönmelerini sağlayacak tedbirleri almışlardı.

Bugün gelinen noktada hijyen, maske ve sosyal mesafe tedbirleri ile bireyler de kendilerini bu koronavirüs salgınına ve koronavirüsün yol açtığı COVID-19 hastalığına karşı korumaktalar. Sosyal mesafe tedbiri, kapalı mekânlarda bulunmamak, mümkün olduğunca açık havada bulunmak, toplu etkinliklere katılmamak, açık havada olunsa bile kalabalık içerisine karışmamak ve bireyler ile mesafeli bir şekilde durmak olarak tanımlanabilir.

Geocaching, özellikle pandemi sürecinde, sosyal mesafenin korunduğu zihinsel ve fiziksel aktiviteyi bir arada içinde barındıran, maliyetsiz ve öğretici bir etkinlik olmasından dolayı rağbet görmekte. İnsanların açık veya kapalı fark etmeksizin belirli mekânlarda toplanmasını engellemenin ve o mekânlarda sosyal mesafe kuralının gözetildiğinden emin olmanın zorluğundan dolayı, dünyanın farklı yerlerinde Geocaching’i sosyalleşme gereksinimi için bir çözüm olarak sunan yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşları da var. Öte yandan, Geocaching topluluğu da kendi içerisinde COVID-19 önemlerini takip ediyor; resmî açıklamalara ve önemlere uymayan oyuncular uyarılıyor, hatta internet üzerindeki buluntu kayıtları silinebiliyor.

Görsel kaynakları:
Kapak fotoğrafı: İlk Geocache, Geocaching Wiki
[1]: Library of Congress on Unsplash
[2]: Martin Lostak on Unsplash

Not: Bu makale ilk kez Ad Hoc dergisinin Kasım 2020 sayısında yayımlanmıştır. Telif hakkı ihlali olmaması amacıyla bu sayfada dergide kullanılan fotoğraflar kullanılmamış, kullanıcıların Unsplash‘te yayınladıkları, kaynak belirtilmesi koşuluyla kullanılmasına izin verilen fotoğraflar aslına uygun bir şekilde yerleştirilmiştir. Dergide yayımlanan yazı ile farklılıklar gösterebilir.